KOTA DOLSUN YETER Kİ
Her kurumun engelli çalıştırma zorunluluğu olduğu için, kurumlara alınan engellilerin çalışma hallerini şöyle bir gözlemlemek mümkündür.
Gözlem sırasında göreceğimiz şeylerden bazıları, aklını, fikrini, zikrini ve bedenini dahi yönetemeyecek kadar özel engelli bireylerin (zihinsel) işe alınmasıdır. Ne garip geliyor insana, değil mi?
Bazılarının işine geldiği için bunun adını “topluma kazandırmak” koyuyorlar. Fakat bizler bu durumu, “iş alımı değil, kota sayısı tamamlansın, ceza almayalım” diye biliyoruz.
Sizlere başımızdan geçen gerçek bir olayı anlatmak istiyorum. Bir gün iş yerinde, mutfakta genç bir adamın öylece oturmuş gelen gideni izlediğini gördüm.
Selam verip tanışmak isteyenlere bir gülüyor, bir sırıtarak yüzünü kapatıyordu ki, sanırsınız kötü bir şey yapmış da utanmış gibi davranışlarda bulunuyordu.
Velhasıl, ben anladım ki adamın durumu özel. Sonrasında sordum ve (ağır zihinsel) özel engelli bir birey olduğunu öğrendim. Kendisine tembih edilmiş: “Burada sabah 8 otur, akşam 5’e kadar hiçbir yere gitme, kimseyle konuşma, kimseye de karışma” denmiş.
Kim bilir, bir lokma yemek verilmezse belki de “acıktım” bile diyemeyecek şekilde tembihlenmişti genç adam. Ve sonunda, günler sonra hastalandı. Belki çok fazla gerildi saatlerce, günlerce oturup susup sessiz kalmaktan, belki de aç kalıp halsiz düştü, kim bilir.
Hastalanmasına çok üzülmüştüm. Hele ki saatlerce oracıkta oturup, engelli kotası dolmasına vesile olup aldığı maaşın bile ne tür yatırıma harcandığını bilmeden fedakarlık etmesine çok kızmıştım. Yazık garibime ki, ne yazık…
Kota doldurma uğruna bu işi bu hale getiren kurum ve kuruluşlara yazıklar olsun ve işine gelen ailesinin vicdansızlığına yazıklar olsun.
Peki neden rehabilite edilecek insanı seçmişler diye düşündünüz mü hiç? Biraz düşünürseniz olayı çözmüş olacaksınız aslında. Ve tabii ki de yıllarca okumuş etmiş, her türlü bilgiye donanıma sahip tekerlekli sandalyeli veya ortez protezli birini alamazlar kotaya. Çünkü işini severek yapıp, bir yandan da haksızlıklara göz yummayacaklardır.
Bu yüzden, aklı selim her şeyin farkında olan engelli bireyleri kurumlarda çalıştırmak bazılarının işine gelmez. Bu böyle biline…
Ve zaten o kurumlarda herkes için mutlaka bir proje yapılırken, engelli projeleri göz ardı edilir. Çünkü engelli insanlar onlar için pek de önemsizlerdir.
Bir ülkede, bir şehirde önemsiz olduğunuzu anladığınız halde yine de aklınız çok başınızdaymış gibi her seçim zamanı vatandaşlık görevinizi yapmaya çok ve çok meraklısınız.
(Seçim sandığına sen de gidiyorsan, sen de bu ülkede varsın demektir.)
#sayilmaksaygigormekistiyorum
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Engelli istihdamında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı öncü rolü oynamak zorundadır. Engellilerin, engellilik durumlarını göz önünde bulundurarak yapabilecekleri işleri, kurumlarla işbirliği yaparak belirlemek gerekir. Bu süreçte, sadece kota doldurmak değil, daha insani ve vicdani bir şekilde engellilere kılavuzluk edecek politikalar geliştirilmelidir. Engellilerin, engelliliklerini artırmak yerine, onlara rehberlik edecek yaklaşımlar benimsenmelidir.