ÖTEKİLEŞTİRMENİN AĞIR BEDELİ

Engelleri Kaldırmak: Ötekileştirmenin Ağır Bedeli”

Toplum olarak “eşitlik”ten bahsederken, gerçekte kaçımız bu kavramı yaşamın her alanına taşıyabiliyoruz? Özellikle engelli bireyler söz konusu olduğunda, “ötekileştirme” denen o görünmez duvar, insanlığımızı test ediyor. Engelli bir bireyin iş bulamaması, okula erişememesi veya sosyal hayatta “yok” sayılması sadece bir “bireysel sorun” değil, hepimizin omuzlarındaki kolektif bir yüktür.

Engelli bireyler, fiziksel erişim engellerinin ötesinde, toplumsal zihniyetin yarattığı derin bir yalnızlıkla mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’i engelli bireylerden oluşuyor. Ancak bu kesim, eğitimde, istihdamda ve sosyal katılımda hâlâ “marjinal” kabul ediliyor. Türkiye’de engelli istihdam oranının %22 civarında olduğunu düşünürsek, bu rakam bile sorunun boyutunu gözler önüne seriyor.

Peki ya “sosyal dışlanma”? Engelli bir çocuğun okul bahçesinde arkadaşları tarafından oyuna alınmaması, bir tekerlekli sandalye kullanıcısının kaldırımlarda mahsur kalışı veya işitme engelli bir gencin toplantılarda “yokmuş” gibi davranılması… Bunlar sadece “talihsizlik” değil, sistematik bir ihmalkârlığın sonucudur.

Engelli bireylerin maruz kaldığı dışlanma, yalnızca bireysel travmalara yol açmıyor. Toplumun tamamını zayıflatan bir kısır döngü yaratıyor. Örneğin:

ARA REKLAM ALANI
  • Ekonomik Kayıp: Engelli bireylerin işgücüne katılamaması, ülke ekonomisinde milyarlarca liralık potansiyel kayba neden oluyor.
  • Psikolojik Yıkım: Sürekli “diğer” olarak etiketlenen bireylerde depresyon, kaygı bozukluğu ve özgüven eksikliği artıyor.
  • Toplumsal Empati Erozyonu: Ötekileştirme, toplumun empati yeteneğini körelterek bencilliği besliyor.

Engelli hakları, bir “lütuf” değil, anayasal bir haktır. Peki ne yapmalı?

  1. Eğitimde Kapsayıcılık: Okullarda engelli öğrencilerle birlikte eğitim modelleri yaygınlaştırılmalı. Çocuklar, farklılıklarla yaşamayı öğrenmeli.
  2. Erişilebilir Şehirler: Kaldırımlar, toplu taşıma ve kamusal alanlar, engelli bireylerin ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanmalı.
  3. Zihniyet Devrimi: Engelli bireylerin hayatlarını anlatan diziler, kamu spotları ve sosyal projelerle toplumsal farkındalık artırılmalı.
  4. İstihdamda Kota Zorunluluğu: Özel sektör ve kamu kurumlarında engelli kotası etkin şekilde denetlenmeli, işverenler teşvik edilmeli.

Son Söz: İnsanlık Sınavı

Engelli bir bireyin yaşadığı zorluklar, aslında hepimizin insanlık sınavıdır. Unutmayalım: Engeller bedende değil, zihinlerde başlar. Bir rampayı eksik yapan mühendis mi suçlu, yoksa o rampayı talep etmeyen toplum mu?

Bugün bir adım atalım: Komşumuzla konuşalım, iş yerimizde erişilebilirlik talep edelim, çocuklarımıza farklılıkların zenginlik olduğunu öğretelim. Çünkü ancak o zaman “eşitlik” kelimesi gerçek anlamını bulacak.

REKLAM ALANI
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.